Menzil Topluluğuna İlk Adım-2



(Hatırlayacağınız üzere,  gitmiş olduğum Menzil Tasavvuf Erbâbı hakkında psiko-sosyolojik bir okuma yapmış bulunmaktayım. Bugün bu okumanın, toplumcu-kişiler üstü okumanın ikinci bölümünü saygılarımla sizlerle paylaşıyorum.)

*  *  * 

Mübelliğlerden birisi henüz geldi. İnsana güven veren, müzmin bir ifade var çehresinde. Şu an bir 'sofi' nin iç yangısını dinliyor.

*  *  *

Hanımlar arasında, bilirsiniz, gizli restleşme, sürtüşme ve kelimeye dökülmeyen hınzır hesaplaşmalar göremedim. Yani hanımlar arasında burun yarıştırma hadisesi yok gibi. Ya da kendi şahsi kırgınlıklarını yutmuş ve asli kolektif gayelerine odaklanmış olduklarını, en azından öyle göründüklerini söyleyebiliriz.

*  *  *

Halk dilinden konuşuyorlar. Kibarlaşma çabası içerisinde değiller. Birbirlerine 'kurban' , ' bacı' , 'sofi' gibi samimi hitaplarla yaklaşıyorlar. Kanka gibiler.

*  *  * 

Ders başlayıp mübelliğler anlatmaya başladıktan sonra deftere yazacak vaktim olmadı. Edebe riayeten defteri kapatıp ellerim dizlerimde, dinlemeye başladım anlatılanları.

Önce mübelliğlerden biri , ardından vekil olan ve sürece 'altın vuruş' unu yapmakla görevli bir diğeri anlattı.

*  *  *

Kurban Bayramı dolaylarında olduğumuz için birinci beliğ, Kuran'ın mahiyetinden, Zilhicce ayının faziletinden ve saire bahsetti. Bir süre sonra Vekil Hoca'nım gelerek yaşlılara hürmetin dinimizce önemini anlattı.

Buraya kadarki meseleler, taktir edersiniz ki olayın 'edebiyat' boyutudur. Hikaye kipinin rivayet mastarında anlatır, anlatırsınız. Ancak bendeniz olayın sosyolojik analizini yapmak arzusundayım.

*  *  *

Şu an evdeyim. Günü değerlendirmek ve makul kanılara varmak için bolca zamanım var.

En baştan özetleyeyim: Ne Oldu Bugün?..

Bir süredir buhranlar içinde boğulan Ruk Şahsiyeti, uzun zamandır tanıdığı ve son bir senedir ciddi ciddi  'acaba' sını düşündüğü Menzil Topluluğu'nun Gaziantep şubesini ziyarette bulundu. Bununla da kalmayıp itidalle aldığı 'onlardan olma' kararına işlerlik kazandırdı. Bu kararını bir akitle sabitledi ve böylece, belki ömürlük sürecek dingin bir limana kement atmış oldu.

Bu akdin söz konusu topluluktaki karşılığı, bir davet-kabul çift taraflısına dayanmaktadır. Tıpkı Peygamber Efendimiz (asv)' in Yesrib sakinlerini islama davet etmesi gibi...
Bunu fazla detaylandırmayacağım. Çünki meclisin 'emaneti' sayılan bu pratiği  dillendirerek sohbet halkası kardeşlerimin ruhunu incitmek istemiyorum. 

*  *  *

Lisansıyla müsemma bir sosyolog için devrinin tipik bir örneği sayılan x sosyal oluşumuna 'katıldığını' beyan etmek, 'acınası' görünüyor olabilir. Sözüm ona bir sosyolog toplumlar-üstü düşünebilme becerisine sahiptir ve tabiri caizse bir x oluşumu tarafından peyderpey ele geçirilemeyeceği düşünülür.

Oysa şahsım tüm bu eleştirilere cömertçe izin vermekle birlikte, vakur bir ceviz ağacı misali yapmakla yükümlendiği icraatlarını fütursuzca yapmakta diretir bilirsiniz. Yani arkadaşlar, Menzil Topluluğunun etkinliklerine katılmakta bir sakınca görmemekle birlikte, bu oluşuma mensubiyyetin, günümüzde mantık çerçevesi dahilinde alınabilecek en evlâ karar olduğunu düşünmekteyim.

Ve bilirsiniz: Müellifiniz bir şeye karar verince artık eleştiri kabul etmez. Aslında eder...

Kabul eder, ediyor ancak bunların, onun düşünsel iklimini etkilemesine geçit vermiyor,  hepsi bu.

*  *  *

(Devam edeceğiz inşaallah)

0 comments:

Yorum Gönder