Karşıt Tepkinin Kökenine İniyoruz




Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda çevremizde sık rastlanır bir savunma mekanizması olan "karşıt tepki geliştirme" yi analiz etmeye çalışacağım.

Başta ekşi sözlükte yazıyordum. Sonra baktım gittikce makale formuna dönüşüyor, en iyisi blogumda dursun diyerek buraya kopyaladım.

Yazının benim içinse önemi çok daha farklı. Belki ilerleyen zamanlarda saplantılı bağlanma, moratortum, aşağılık/üstünlükle ilgili başka yazılar yazarım. Zihnimin net düşünmeye ihtiyacı var çünkü.

Herneyse, iyi okumalar diliyorum. Saygılarımla :))

---

Karşıt Tepki Geliştirmenin Psikolojik Alt Yapısı

Kaşıt tepkinin temelinde kaybetme korkusu vardır (nefreti sevgiye dönüştürme)

Kaybetme korkusunun temelinse ise toplumsal kabulun reddi. yani her neyse işte.

Bir insan içinde bulunduğu toplumun kendini reddededeceğinden korkuyorsa.. onlardan sakladığı bir kusuru vardır.

Ve yine bu karşıt tekpi, (bkz: etkinin yayılması)  ilkesiyle birleşince, kişide aşağılık kompleksi olarak karşımıza çıkar. kişi bu aşağılık kompleksinden kurtulmak içinse, kendisini üstün hissettirecek saplantılı bir davranışa yöneltir. fakat bu davranışın toplumun dışında yapılması gerekir. zira davranış, "abartılı" dır ve toplum gözünde reddedileceği aşikardır.

Karşıt tepki geliştiren bireyin çocukluğunu analiz edecek olursak,

Muhtemelen çocuk ilk okul çağlarında az sevilmiştir (başarıya karşı yetersizlik) o yüzden yetişkinliginde bol aferin almak ister. bunun içinse en kestirme yol, şirin davranışlarla kendisini çevresine sevdirmek olacaktır.

Ne var ki bu aşırı şirinlik, "ben üstün değil miyim" veymiyle ani patlamalar ve orantısız şiddetlere de dönüşebilir.

Karşıt tepki geliştiren bireyin ailesini incelediğimizde ise, muhtemelen çocuk yalnız ya da terk edilmiş büyümüştür. çabaları ve gayreti ya aile tarafından hiç fark edilmemiş, fark edildiyse bile " daha gayretli olsun" diye kasten bu beğeni duygusu çocuktan esirgenmiştir.

Böyle bir aile, ya çok çocuklu bir ailedir ya çalışan anne-babanın çoçuğu ya da çiftçilik yapan (bkz: aile emeği) bir ailedir. zira çocuk beğenilme duygusunu direkt olarak anneden alır. eğer bunu çocuğuna verecek bir anne yoksa ortada, çocuk kendini yalnız hissedecek ve karşılaştığı sorunlarla tek başına mücadele etme eğilimi gösterecektir.

Tek başına sorunla mücadele eden birey, eğer hem idealist hem çaresizse moratoryum evresine geçecektir. (moratoryumun ne olduğunu söylemeyeceğim)

Yani görüyorsunuz değil mi. suçun büyüğü annede. vay anne vay. azıcık daha ilgilenseydin çocuğun prof olacakmıştı da sen onu sorunları ve kendi yalnızlığı içinde bir başına bırakmışsın.

Vay anne vay!..

--

Rukiye Eğlence /31 Agustos 2020




0 comments:

Yorum Gönder