Gayet objektif olarak bu yazıyı paylaşıyorum. Benim de amacım, okurlarım gibi o bu yazıyı yazarkenki ruh halimi anlamaya çalışmak. Hakkaten insan zaman içinde bambaşka birine dönüşüyor, hatta kendi çocukluğuna bile yabancılaşıyor. Aha işte en bariz örneği.. 👇👇👇
Şimdi kullandığım cümleler bile eskiye nazaran bütünüyle değişti. Aslında ben o ifadeleri kullanırken çok kızgındım ama şimdi okuyunca trol bir havası var. Sanki daha çok sohbet havasında, ve çocukça... O yüzden şimdi mümkün olduğunca kitabi üslup kullanıyorum. (Hiç kullanmıyorum. Ailem ve sevdiklerim dışında hiçbir konuda yazmıyorum ki :-| ..)
Bir de o zamanlar sosyoloji okuduğumdan basın-yayın olaylarına acayip ilgim vardı. Belki atanamazsam diye sosyolojiyle alakalı işler bakıyordum kendime. Çok şükür atandım da kendimi bu yönde (Hangi yönde ruk?.. Aha bu yönde 👇👇) geliştirmeme gerek kalmadı. :))
Neyse, buyrunuz.
***
Cemiyete Salınan Gizli Algı Operasyonları
Muhterem, kendisini izleyen kitlelere, vahim derecesine kati surette vurgu yaparak “algı operasyonlarını” anlatıyor. Periyodik olarak yapıyor bu işi. “Köşe”sine çekilip, müzmin, mesrur, mağrur ve de muradi yapıyor bu işi.
Fakat öyle ucuz bir tuzağa düşüyor ki; biz alelade tc. vatandaşının dahi hayal kırıklığına uğramasına neden oluyor.
•••
Vip bir kişilik düşünün. Sayfasından özlü sözler paylaşıyor, insanların kalbinin buhranlardan kurtulup huzur bulmasına yardımcı oluyor olsun.
İşte bu vip, günün birinde es kaza bir özlü söz paylaşıyor. İnsanlık bu ya, ve bir de çok boyutlu dünyada bilginin kaynağı çeşitlendi ya, sözün kime ait olduğunu belirtmeyi unutmuş!. Gayet doğal değil midir belirttiği sözün müellifini hatırlamıyor oluşu.
Belki aynı mesaja vurgu yapan en az on farklı alimin beş farklı kitabını okumuş olduğundan; belki de o an için kendisinin de o ruha bürünmüş olmasından müsebbib.
Bu paylaşımın altına da ergenin biri “sözün kaynağını kendiniz gibi yansıtmayın. O sözün sahibi şu kişidir.” Şeklinde bir yorum atıyor olsun. Ergen bu ya biraz atarlı, güç gösterisi yapıyor. Hele bir de bu yorumundan kız arkadaşı nezdinde nemalanmak istiyorsa bitti zaten.
Kurban her kim olursa olsun, fütursuzca, yeknesak ve gafilane vuracak!.. Kurbanın haklı mı haksız mı olduğuna bakmayacak bile!.. Tabi kendi haksızlığına da…
Dönelim muhtereme:
Zatı alileri, bu ergenin “ergence savurmasını” baz alıp vip’e cephe almasın mı?
Tam da bu noktada, “cık cık” ladığınızı duyar gibiyim.
Ne demeye çalıştığımı anlıyorsunuz değil mi?
Muhterem, kendisinin yarı yaşından bile küçük bir gencin manipülasyonuna çarpıyor ve bundan sorgulamaksızın etkileniyor. İnanıyor ve tabiri caizse serginin en değerli parçasını “hiç paraya” satıyor.
Yazık…
Hayıflanma: Bu muhterem, sözümona binlercesinin takip edip sözüne itibar ettiği bir algı operasyon çözücü. Ancak kendileri, adı spekülasyonlara dahi konu olamayacak kadar çapsız bir ergenin algı operasyonuna kanıyor!..
Tanım:işte bu bir algı operasyonudur. Operasyonu işe koşan şahıs, henüz iki kelimeyi bile bir araya getiremeyecek sığ bir delikanlı iken; buna aldanan, yurdun bağrından yetişip gelmiş, okumuş etmiş hem görmüş geçirmiş bir “bilirkişisi”dir.
Ders: sizler muhterem gibi olmayın arkadaşlar. Herkesin her dediğine hemen inanmayın. Hele muhabbet sanal mecrada dönüyorsa hiç inanmayın.
Saygılar, sevgiler, selamlar J
03.09.2017
0 comments:
Yorum Gönder