03 Şubat 2018 Tarihli Yazım

 

sosyalith.com'da yayınlamış olduğum bir yazı. Geçen drive'ımda buldum. Bunlar çok değerli benim için. Zira o dönemi hatırlamama ve yaşadıklarımdan ders çıkarmama yarıyor. Doğrusunu isterseniz, kendime bir not yazıp, sonra onu 5-6 sene sonra ortaya çıkarıp okuma, olgun bir zihinle yeniden yorumlama gibi bir huyum var. Daha doğrusu bazen yediğim b.kları unutmuş olabiliyorum. İşte öyle durumlarda eski notlarım beni tekrar kalibre ediyor, fabrika ayarlarıma ve müslüman kişiliğime doğru yeniden istikamet bulduruyorlar bana.

Şimdi de geleceğe doğru sakladığım onlarca notum mevcut. Onları da kısmetse 5 sene sonra okuyup yeni dersler çıkaracağım :))

Her neyse, sosyalith.com'da yazmış olduğum bu "anarşik" yazımı saygılarımla paylaşıyorum..


***


Bazen yaşadıklarım o kadar ağır geliyor ki bana.

 

Neden ben diye soracak oluyorum kendime. Ama hiç sormuyorum. Çünkü biliyorum ki her insanın başına gelen imhitan farklıdır. 

 

Bir zindanda değilsem sevineyim mesela. Günde yirmi kez kırbaçlanan bir mahzen kurbanı da olabilirdim. Esaret altında da olabilirdim.

 

Aslında, bahsetmek istediğim şey, tam olarak bu değildi.

 

"Gene ne oldu Ruk?"

 

Gidiyorum arkadaşlar. Bu sanal mecraları hepten bırakıyorum. (blog sözlük de dahil)

 

Bakın en baştan anlatacağım.

 

Geçen gün, beni izleyen kripto, istihbarat ve medya ağına hitabet, "İzlemeyin beni." yollu, hafif de bir tehdit içeren bir yazı yayınlamıştım.

 

Baktım, kim olduğunu es geçelim, adamın teki evde "Vatandaş Ruk" olarak ne yaptığımı belirtmekle kalmamış, üstüne bir de kendi yorumunu katmış, o halime atıfta bulunarak sosyal medyada bir şeyler paylaşıyor.

 

Bakın bunlar gerçekten ağır şeyler. Bir Allah  dostu muyumdur, bütün bunlar bu yüzden mi başıma geliyor bilmiyorum ama bu gerçekten de ağırdır. İnsanı yaralar.

 

Kendinizi benim yerime koyun. Herkes kendi evinde rahat etmek ister değil mi? "Evdeki huzur, zenginlik budur." deriz. İşte benim için bu tek boyutlu denklem biraz daha karmaşıklaşıyor.

 

"Acaba CHP güruhu izliyor mu? Bu halimi cinsel meta olarak kullanırlar mı?" Özellikle de duş alırken hissediyorum bunu.

 

Ya da Ak Parti kanadı. 

 

"Olaya islam süsü verip evde baş örtümü göğsümden aşırı kapatmayışımın dedikodusunu yaparlar mı?"

 

"Evde pijamayla gezersem dizlerimi, baldırlarımı görür ve olaya mahallenin imamı süsü verip bana verip veriştirirler mi?"

 

 

Şaka değil arkadaşlar bunları düşünüyorum hep.

 

Bakın başımı hep boynumdan itibaren kapatıyorum. Bence tesettür sınırlarına uyan bir bağlayış. Ama yine de bilemiyor insan işte, bunu malzeme yaparlar mı? Beni şeriat sopasıyla(!) döverler mi?

 

Bazen bağdaş kurup oturuyorum. Ama bilmiyorum, bizim mahallenin imamlarına göre bu caiz bir oturuş mu, değil mi? Yok değilse, bunu ne gibi hicivlerin malzemesi yapacaklar?..

 

Bilemiyorum. Kestiremiyorum...

 

Bir sürü gürültü... 

 

Beni ilmeğinde kıvıran bir yığın vesvese...

 

Geçen günki yazımda sert bir dille uyarmıştım onları. Ama görünüşe bakılırsa  o yazımdan kendilerine hiç pay çıkarmamışlar ve evdeki "Vatandaş Ruk" hallerimi hâlâ ağızlarında sakız, gevelemeye devam ediyorlar.

 

Yahu...

 

Allah'tan korkun hocam ya...

 

Benden değil, Allah'tan korkun. Ben acizim, size diş bilemem, affederim hattı zatında ama Yüce Allah, kuluna yapılan bu zulmü affeder mi sanıyorsunuz?

 

Bunu sizin yanınıza kâr bırakır mı sanıyorsunuz?

 

O Allah'ul-Azim ve O Allah ki Adaleti yaratmış, kulları zulümden vazgeçsin diye.

 

Bu yapılanlar bakir bir genç kıza ve hem onun ailesine fütursuzca zulmetmek değil midir?

 

Her neyse..

 

31.02.2018 tarihli yazımda beni izleyenleri tehdit etmiştim. Uslanmadılar ve izlemeye, izleyip gördüklerini kendi çirkin yorumlarını da katarak sosyal medyada servis etmeye devam ettiler.

 

Ben de bu vaziyet karşısında şöyle radikal bir karar alıyor ve;

 

sosyal hesaplarımda yorum yapmayı bırakıyorum.

 

Hadi bakalım arkadaşlar.

 

Bundan sonra sanalda benden tek kelime duyabilecek misiniz?

 

Yapar mıyım?

 

Deli miyim?

 

Deliyim ve de yaparım biliyorsunuz.

 

Kendi sosyalith.com sitesini imha edip, facebook/twitter/instagram hesaplarını kapatan, 

 

Ankara'daki dostlarıya yaşanılası daha muazzam hayatından vazgeçip kendini Antep'e gömen, ölmeden daha kendi mezarına kendisi giren, sırf siz boşboğazlardan kurtulabilmek adına,

 

tüm bunları yapan böyle bir kız, kendi sanal gerçekliğinden de soyutlamaz mı kendini sizce?

 

Söylediklerim zor anlaşılıyordur. Durun sizin anlayacağınız üslupla 

 

yeniden anlatayım.

 

31.02.2018 tarihinde beni izleyen kriptolara hitaben ufak bir tehdit mesajı göndermiştim. 

 

"Beni izleyip gördüklerinizi sosyal medyada dile getirirseniz kötü şeyler olur."

 

demiştim.

 

Ancak bu mesajım onları etkilemedi. Beni izlemeye ve gördüklerini paylaşmaya devam ettiler.

 

Ben de şu kararı aldım:

 

Bundan sonra sanalda(internet aleminde) tek kelime yorum yapmayacağım. Düşündüğüm/hissettiğim hiçbir şeyi dile getirmeyeceğim.

 

***

 

Umarım söylediklerim anlaşılabiliyordur. Bu ölmeden mezara girmek gibi bir şey: Sanalda tek kelime yorum yapmadan sosyal varlığını devam ettirmeye çalışmak.... Ancak olması gereken budur arkadaşlar.

 

Üzgünüm çok.

 

Hoşça kalın.

 

0 comments:

Yorum Gönder