Yükseldim Birine




Merhaba, biraz iç dökümü gibi olacak aşağıda yazdıklarım. Öğretmenliğin ilk yılında bürokrasinin çeşitli kanallarında yaşadıklarım ve hissettiklerimi anlattım aşağıda. 

Okur ve ne demek istediğimi anlarsanız.. SİZ kazanırsınız. Okur ama anlamazsanız ya da hiç okumazsanız can sağlığı diliyorum. 

İstirham ederim...

_____

"Biz Henüz (bkz: aday ögretmen) iken hiç unutmuyorum, koordinatör hocamız "bu ilçede potansiyeliniz varsa 6 ayda 1 yükselirsiniz" demişti. Bu sözünden 4 ay sonra (ben göreve başladıktan 6 ay sonra) milli eğitimden çağırdılar beni.

Amacım (bkz: yükselmek) değil "işlerin nasıl ilerlediğini ögrenmek"ti. Bu düşüncemi milli eğitimde çalışmayı kabul ettiğim için bana o zaman tatlı sert paylayan rehber hocamıza da belirtmiştim. Kendisi okuldan ayrılmam taraftarı değildi.

Şahsıma yöneltilen bu teklifin ardından öğretim yılının ikinci döneminde özel büroda çalışmaya başladım.Özel bürodan 2 ay sonra arge'den çağırıldım. Uçarak gittim. Çünkü arge'ye özel ilgim vardı. 

Arge'yi kapattılar, hesap o ki özel büroya geri dönecek, max 5-6 yıllık çalışmayla şube müdürü olacaktım. Ya da Urfa mem.. Artık nasıl uygun görülürsem.

Lafı uzatmayacağım. 

Baktım her istediğime ulaşıyorum, ki o zamanlar arge benim için ütopya gibiydi aşıktım argenin işlerine..

Baktım milli eğitim partisinde her istediğime ulaşıyorum. (Sendikam falan da yoktur haa düşünün, nasıl bir istihbarat akışı olduysa artık. Hiç üye olmadım sendikaya)... Çektim okuluma döndüm sonra, kadromun bulunduğu yere, Pekmezli ÇPAL'e..

Eğer.. Bakın yazılacak çok şey var. Ama ki bunlar on yıllardır konuşulan ve fakat düzeltilemeyen reflekslerimiz. 

Bu senenin başında yeni rehber hocamıza müdürlük teklif edildi, göreve başlamasının 2. Ayında.. İtimat ettiği bir arkadaşı olarak durumu benle paylaştı. Ona da tek cümle sarf ettim: "Burada yükselmenin sonu yoktur. Eğer kendini gerçekten geliştirmek istiyorsan öğretmen olarak kalmalısın."

Dediklerim aklına yattı herhalde, teklifi kabul etmedi.


***

Bakın, kimseyi hiçbir isnatla yargılamıyorum. Ancak şunu da sonsöz olarak ekleyeyim: gariban kulunu gerçekten Allah koruyor. 

Sözüm o ki, ben Rukiye Eğlence, bu zamana kadar aldığım hiçbir karardan, açtığım hiçbir kapıdan, kapattığım hiçbir kapıdan pişmanlık duymadım. Çok samimi dostlarım var sıkıştığımda bana yol/yordam öğretecek ve her birine sonsuz güveniyorum.

Dürüstüm, inançlıyım ve.. Bunlar bana yetti/yetiyor Allahın izniyle. Ötesinde gözüm yok öykünmüyorum da hiçbirine.

Yükselmek, ardında şüpheler bırakan zehirli bir bala benzer. Tıpkı şöhret de böyledir.

Rabbimden niyazım, içine hinlik bulaşmış her ülfetten, lütuftan fakir benliğimi uzak tutmasıdır. Ahireti kazanmak çok zor gerçekten çok.. İnanın şeytan, iblis ve onun askerleri etrafımızda geziniyor. Bizi biz görmediğimiz zaaflarımızdan istila etmeye çalışıyorlar.

Bu devirde ahmak değil uyanık.. Çok uyanık olmalıyız. Ahmak müslüman, günaha da, riyaya da, hileye de, zinaya da hep daha yakın olmuştur.

Lütfen bilin, sakının arkadaşlar. Dostlarımızın bu dünya ve ahirette hüsrana uğramalarını istemeyiz.

Anlıyorsunuz?.."

__

Rukiye Eğlence
08.12.2020

0 comments:

Yorum Gönder