Ekys ve Ben






Merhaba arkadaşlar,

Bu yazımda EKYS sınavının mahiyetinden ben benim açımdan ne ifade ettiğinden ve bu doğrultuda yakın geçmişimde neler yaşadığımdan, neler yaşa(ya)madığımdan... bahsedeceğim.

Öncelikle şunu belirteyim. Bu yazıyı yazmada oldukça geciktim. Araya Foucault girdi, sonra Kurban Bayramı oldu memlekete gittim. Sonra Akçakale'ye döndüm seminerlere katıldık. Zümreler, Şök 'ler falan filan derken bugüne kadar sarkıttık durduk yazıyı.

EKYS Nedir?

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı şeklinde şerh ediliyor. Yani okul ve il/ilçe mem benzeri MEB kurumlarında idarecilik yapabiliyorsunuz, sınav sonucunda geçerli şartları taşıyorsanız şayet.

Aslında benim başıma da tam olarak bu geldi.

Başıma Ne Geldi?

Şöyle ki, EKYS'de mülakata girebilmeye ve değerlendirilmeye alınmaya, yani idareci vasfıyla çalışabilmeye hak kazanabilmek için yazılı sınavdan en az 60 puan almalısınız.

Benim puanım 61 idi. Keza Mebbis'ten, mülakat(sözlü) sınavına girebilmek için başvurumu yaptım. Başvurumdan birkaç gün sonra Şanlıurfa Mem'den (Milli Eğitim Müdürlüğü) bir hanfendi bana telefon açarak "Aranan şartları taşımıyorsun." dedi.

Okul Müdürümüzle bunun sebebinin ne olabileeğine dair 2-3 dk'lık bir kritiğimiz oldu. Sözleşmeli öğretmenliğin ilk 2 yılında isek, sınavdan yeter puan alsak da tercih yapamıyormuşuz.

Sağlık Olsun..

Dedim ben de. Zira ki önemli olan "yarışmaktı".. Kendimi denemiş, o stresi yaşamış, sürecin nasıl işlediğini öğrenmiş oldum. Bu sene EKYS'ye daha donanımlı bir şekilde tekrar gireceğim.

Bu girişimde de en az zarar ilkesiyle hareket ettiğim taktirde, sınavdan en az 62 puan alarak tercih yapabilmeyi ümit ediyorum.


EKYS'de Süreç Nasıl İşler

EKYS sınavına girip yeterli "şartları" taşımanız halinde sizi MEB kurumlarında yönetici; müdür ya da müdür yardımcısı olarak görevlendirirler.

İşte bu tespit ve tayin işleminden önce süreç aşağıdaki şekilde işler.

• Yarıyıl tatilinde HALKBANK'ın Sınav Başvuruları sekmesine 200-250 TL gibi güzel bir para bayılırsınız, ki bu Ocak-Şubat aylarına denk gelir.

• Ardından en ince EKYS kitabını alıp çalışmaya başlarsınız. Bazen onu da yapmazsınız. Kitap sizle birlikte misafirliklere, ev gezmelerine, çocuk görümelere, pikniklere gider. Ama ki o efsunlu ilk sayfa asla açılıp size sırlarını saçılmaz.

Benim için o ilk sayfanın açılması, okulumuzdaki matematik hocası Uğur Polat sayesinde oldu. Ama o da ilk sayfayı değil, kitabın ortasında rastgele bir yer açıp oradan karışık sorular sordu bana. Sınava Uğur Hocam da girdi. O "şartları" taşıyordu. Ama yine de tercih yapmadı. Kendi inisiyatifine kalmıştır. Uğur Hocam dirayetlidir. Atandığı ilk günden beri bizim okulumuzda: Tam 4 senedir. (Bu sene tayin istedi. O da sevdiğim bir hemşehrimi kaybetmiş olmanın ayrı bir burukluğudur)

Herneyse. Biz ders çalışmak "zülfiyârine dokunan" bir jenerasyonuz. Aslında her birimiz tıpı kazanırmıştık da ders çalışmayı sevmemiştik bizler. Öss'ye son iki ay, kpss'ye son iki saatte çalışıp, okul sınavlarına hocadan duyduklarıyla yetinerek gire gire bir yerlere gelmişiz hep.

* * *

Mart ayında EKYS sınavı olur arkadaşlar. Puanlar haziranda açıklanır. Sonra olaylar bir anda hızla gelişir.

» Haziran sonunda MEBBİS üzerinden mülakat başvurusu yapılır.

» Temmuz başında alınacak kadronun kontenjanının 3 katı mülakata çağrılır.

» Temmuzun ortalarında mülakatlar yapılır.

» Ağustosun ilk yarısında mülakat puanlarına göre adaylar tercihlerini yapar.

» Ağustosun son haftasında tercih sonuçları açıklanır.

» Eylülün ilk haftasında idareciler görevlerine başlar.


* * *

Durum bu şekildedir arkadaşlar. Biraz sohbetvari anlattım. Ama umarım benim gibi EKYS kafasında olanlar için faydalı bir yazı olmuştur.

EKYS'ye güzelce çalışıp bu sene de gireceğim. "2 senelik sözleşmeli öğretmen" engelini de aştığım için bu seneki girişimde hayırlı sonuçlar alabileceğimi umuyorum.

Bu Kadar Hırslı Mısın Sahiden?

Diye soracak olanlar vardır aranızda. Keza daha adaylığın pası silinmeden üstünden, EKYS ufuklarına yelken açmak fazla akıl kârı değildir. Ve işin ucunda "idarecilik" güdümünde bir maaş artımı da söz konusu olunca çok fazla "hırs yapılıyormuş" gibi bir izlenim bırakıyor ilk okuyanın aklında.

Aslında arkadaşlar, YDGS benim hedefim. Yurt Dışında Görevlendirme sınavı. EKYS ile pratik yapıp bilgilerimi canlı tutmaya çalışıyorum. YDGS ve EKYS'de müfredat aynı, sorumlu olunan konular, prosedür, yönetmelik birbirine çok yakın. Ama 5 sene doldurulmadan YDGS'ye girilemiyor. Bense şu an 3. senemdeyim. Şu da var ki, YDGS sınavını ilk girişte kazanamayacağımı biliyorum. O yüzden şimdiden bir şekilde o güne hazırlık yapmalıyım.

Yani, idareci olmak değil maksatım. Ha, olurum, yaparım da idarecilik, bundan gocunmam. Ama idareci de olsam fazla o koltuklarda oturmaya sabrım elvereceğini sanmıyorum ben. Zira o koltuğun tadını, daha adaylığım kalkmadan milli eğitimde görevlendirme aldığım zamanlarda fazlasıyla almış bir insanım. Ama ki duramadım, tekrar okuluma döndüm.

Yani her nereden baksam şu müşterek sonuca ulaşıyorum: Türkiye'de idareci olmaktansa Yurt dışında (muhtemelen Avrupa'da) alelade bir öğretmen olup farklı kültürler tanımak kesinlikle daha heyecan verici olacaktır. Ayrıca benim mizacıma da uygun olanı bu.

Hayırlısı. Nasip demek lazım arkadaşlar.

 * * *

EYKS'nin ne olduğunu ve benim açımdan ne ifade ettiğini kendi üslubumca anlatmaya çalıştım. Yazıma sonuna kadar katlananlar varsa çok teşekkür ediyorum. Onur duyurmuştur.

Ama böyle bir zorunluluk altına hissetmemenizi de kendinizi, her defasında dile getiriyorum. Çünkü kendimi biliyorum: çok uzun yazarım blogumda yazıları ve cümleleri, sözcükleri, ifade ve ibareleri yamıp bükmek suretiyle okuyucuma çoğu zaman beyni sulandıran elim tecrübeler yaşatırım. Bu kötü bir alışkanlık. Üslubum bozuk değil, hayır, üslub diye bir şey hiç yok bende! Direkt bilincimden geçenleri peyderpey serpeliyorum Blogger textarea'sına.

Herneyse,

Yeni yazılarda görüşmek üzere,

Hoşça kalın,

Sevgiler.. Rukiye Eğlence.








0 comments:

Yorum Gönder