Değerlerimiz ve Etik





Aşağıdaki makaleyi "Öğretmenim Sen Yaz, Urfa Okusun" yarışması kapsamında kaleme almıştım. Ancak sonra sadece şiir ve hikaye kategorilerinde yarışmaya başvuru yapıldığını öğrenmemle bu makale bana kaldı :-|


Blogumda da paylşayım istedim. 


Umarım beğenirsiniz, 



Saygılarımla

Rukiye EĞLENCE


***


DEĞERLERİMİZ VE ETİK


Dışarıdan sınıfa girer girmez derste yapılmasını arzu ettiği etkinliğin adını söylüyor ve o an sınıfta, tam karşısında öğretmen ve ardında sayısı yirmilere varan bir öğrenci kesimi olduğunu hiç umursamıyor bile! 


*** 


Evet, günümüz gençliğinin halet-i rûhiyesinin eylemde yansısı tam olarak bu! Özür ve nezaket neredeyse hiç yok gibi, şükran dilekleri ve iltifat ‘Aman!’ denecek kadar az. Empati kurulması bilinmiyor, bilinse dahi becerilemiyor belki de. Anlayış ve hoşgörüyü mumla arıyoruz günümüz gençliğinde. Özden geçici diğergâmlıkla yaklaşma beklentisi muhatabınaysa, samimiyetle belirtmem gerekir ki, günümüz gençliğinde ütopya nazarında kalacaktır.


Tam olarak bunu anlatmaya çalışıyorum evet: Çağımız gerçekliğinde vücut bulan gençlik jenerasyonu değerlerimiz ve etik bilincine, büyüklerinin kendilerinden beklediği nispetinde haiz değil.


“Evladım söyler misin bana, sen bu hayatta neye değer verirsin?” 

“Ne için canını bile verirsin?..” 

“Nedir senin olmazsa olmazın, vazgeçilmezin, vazgeçemediğin ve hatta o olmadan yaşamak dahi tasavvur aleminde senin, mevcut bulunmayan şey?” 


Bu sorulardan birini yöneltmiş olduğunuz varsayalım , mesela, genç bireylerden birine, rastgele. Muhtemelen sıkılmış olarak bulacaksınız onu bu sorulardan ve devam etmenizi istemeyecektir bu tarz soruları kendisine sormanıza. Ve bu, inanın bana dostlarım, en az fiziksel bir travmanın, bir afetin, fırtınanın, kasırganın ve saire bıraktığı hasar kadar elzem çâreler gerektiren bir durumdur.


Kaygım, endişem ve aslına bakarsanız naçizane bu makaleyi kaleme almamdaki esas gaye anlaşıldı, sanıyorum. Yeni nesillerce değerlerimiz nelerdir bilinmiyor!.. Durum vahim!.. Gerçekten vahim!.. Vehametin tam ortasındayız X-Y kuşağı mensupları olarak ve bir şeyler yapılmadığı taktirde, durumun gidişatı ustalıkla kolaçan edilip vaziyet bertaraf edilmediği vakit, vay ki ne vay yurdumun istikbaline!


Vay ki ne vay!..


İyi de.. Ne yapılmalı? 

Öğretelim, dostlarım, hiç gocunmayalım. Külfet gibi görmeyelim, vazife bilelim iman gücüyle yoğrulmuş, vatan aşkı ile çarpan, görev bilinci ile donanmış temiz kalplerimize bunu. Bu bizim görevimiz olsun, yegâne vazifemiz.


Vatan sevgisini, imanlı genç olmanın o yücelten esrarını, bayrağı anlatmak, Türk’ü, Atatürk’ü… Türk’ü anlatmak, Asil Türk’ü… Türkiye’nin Kürdü, Arabı, Çerkesi, Zazası, Çeçeni, Lazıyla, bir mozaiğin muazzam örüntüsü olduğunu… Anlatmak bizim görevimiz olsun.


Türkiye Sevgisi’ni öğretelim, aşılayalım, hiç gocunmadan onlara, dostlarım.


Tüm işlerimizde bu bilinç ve kaygı olsun sinemizde ve geceleri, bunun muhasebesini yapmadan yatmış olmayalım. O yastık biz en hadit kayaların en şedit parçalarından biri olmalı öyle ki, bu sorgulamayı yapmadan yattığımızda. O yorgan kezzapla pişmiş kavruk bir yakı… O rayiha bizi yakmalı.. Değerler bilincini anlatamazsak şayet, aşılayamazsak genç nesile. 


Bu denli önemlidir işte, derğerlerimiz ve etik. Bu denli kaygılıyım ahlaktan muzdarip, edebden yoksun, bir gençlik yetişmesinden bu günden yarına. Bu katrede korkuyorum, Türkiyemin, Güzel Türkiyemin liyakatsiz ellerde destursuz tahrip olunmasından. 


Ve bu denli çok seviyorum ben memleketimi, Yurdumu, Yurdum İnsanını.. Herkesi… 


Değerlerimiz ve Etik varlığımızın özüdür. Onu yaşayalım ve yaşatalım. 


_______

Rukiye EĞLENCE

Pekmezli ÇPAL Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

0 comments:

Yorum Gönder