Soykırım Üzerine

Yazıyı sizler de taktir edersiniz ki Değerli Büyüğüm Hasan Öztürk ağabey kaleme almış.

 Arşivlenecek bir yazı olduğunu düşündüğümden burada sizlerle paylaşmak istedim. 

Soykırım, sindirme ya da asimilasyon hareketlerinin tamamı bizim için önemlidir zira. 

Hani hep diyoruz ya, "Bir Türk özgür doğar, özgür yaşar, onun özgürlüğünü elinden alacak kimseyle de ölümüne mücadele eder."

Özgürlüğünüz onuruzdur arkadaşlar, onu kim sizden isterse kesinlikle vermeyin.

Yazı şudur, buyurunuz:


_________________________________________________________

Ötekine tahammülü olmayanın dünü ile bu günü aynı

Batı’nın ana karakteri “kendi dışındakine” tahammülsüzlüğüdür. Endülüs’ü nasıl yağmaladıklarını, şehirleri nasıl yıktıklarını, engizisyonda mahkemelerinde binlerce, yüzbinlerce insanı nasıl katlettiklerini, kendilerinden olmayanları nasıl sürgün ettiklerini, onlara ait ne varsa nasıl yok ettiklerini biliyoruz.

Katoliklerle, Protestanların yıllar yıllar süren savaşlarını, bu savaşta binlercesinin, yüzbinlercesinin öldüğünü biliyoruz.

Haçlı seferleri sırasında İstanbul’u, Anadolu’yu, Kudüs’ü nasıl talan ettiklerini, yerli tebaayı nasıl katlettiklerini biliyoruz. 1’inci Balkan Savaşı’nda Müslüman tebaayı Anadolu’ya nasıl sürdüklerini, şehirlerin dokusunu nasıl değiştirdiklerini biliyoruz.

Bir şey daha biliyoruz, daha dün 2’nci Dünya Savaşı’nda birbirlerinin boğazına çöktükleri esnada, “ırklarını bozduklarına” inandıkları Yahudileri bir kez daha soykırıma tabi tuttuklarını… (İlki İspanya’da, Endülüs’ü yıkarken Müslümanlarla birlikte Yahudilere yaptıkları işkence ve sürgündür. İstanbul’daki Sefarad Yahudilerinin dedelerinin maruz kaldığıdır yani.)

21’inci yüzyılın başında yeni bir şey daha oldu. “İslam iç savaşı” yine Batı’nın maharetiyle başladı.

11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’in terör saldırısıyla yıkılmasından sonra Batı, İslam ile topyekun savaşa tutuştu.

Kissinger aklıdır bu. Bu akıl, “öteki” olarak gördüğü İslam’ı, Müslümanları egemen olduğu tüm coğrafyalarda “ötekileştirmek” için harekete geçti.

İslamafobi diyorlar. Yani İslam korkusu. Yok yok bunun adı İslam korkusu değil tam anlamıyla İslam düşmanlığıdır. Zira, “korku” refleksi değil verdikleri refleksler bizzat öfke, kin, nefret refleksleri.

Son olarak, Avusturya’da 7 caminin kapatılması kararı alındı. Kararı açıklayan Başbakan Sebastian Kurz, camilerde görevli 60 din görevlisi ile birlikte ailelerinin de sınır dışı edileceğini açıkladı. Gerekçe ise ilginç, “Türkiye tarafından gönderilmiş olmaları.”

Batı’da yükselen İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığının bir sebebi var elbet. Dedik ya sözün başında Batı kendisi gibi olmayana ne tahammül ediyor ne müsaade.

Tarihi boyunca “öteki” olarak gördüğünü ya yok ediyor, Endülüs gibi. Ya asimile ediyor Moriskolar gibi. Ya sürüyor Yahudi ve Müslümanlar gibi. Ya soykırıma tabi tutuyor Yahudiler ve Boşnaklar gibi.
Bugün de asimile edemediğini düşündüğü Müslümanlara ve Türklere karşı yeni bir “ötekileştirme” politikası güdüyor.

Irkçılık Avrupa’da tüm hızıyla yükseliyor. Hedeflerindeyse Müslümanlar ve Türkiye var. Aşırılar iktidara yürüyor. Avusturya’da olduğu gibi koalisyonlara giriyor ve İslam düşmanlığını devlet politikası haline getiriyorlar.

Avusturya’da olan budur.

Korkarım ki bu tür İslam karşıtlığı fiiller artarak devam edecek.

Hasan Öztürk / Yenişafak - 10.06.2018
_________________________________________________________

0 comments:

Yorum Gönder