Esen'le o kadar çok gülerdik ki. Bizi birbirimizden ve o çocuksu gülüşümüzden (o biraz kahkaha oluyordu daha çok) koparamazdı büyüklerimiz.
Annemin biz Esen'le gülüşürken "Rukiyeeeh!" diye bana ayar çekişi hâlâ kulaklarımda. O kadar çok kızarlardı ki bize.
Hep gülerdik Esen'le ya. Her şeyden bir malzeme çıkarırdık kendimize. Düğünde, bayramda, seyranda, davette, hatta hasta ziyaretlerinde ve olumsuz durumlarda bile bir araya geldiğimizde hep bir malzeme çıkardı bize. Tutar yürütürdük. Götürürdük ucundan tutup o espriyi. Ta ki bir büyüğümüz bizi uyarana kadar.. 😃😃
İşte bu vesileyle bu yazımda Canım Esenimden bahsetmek istiyorum. Kendisi şu an evli ve 2 yakışıklı oğlan çocuk sahibi. (Sen nesin ruk? Ben hâlâ kazmayım. Bahar gelsin bizim tarlayı çapalamaya gideceğim.)
***
Esengül dayımın kızı. Benden 2 yaş küçük. Çocukluğumuz bütün şeffaflığımızla onla birlikte geçti diyebilirim.
O kadar çok iyi-kötü anımıza şahit olduk ki birbirimizin. Bazen babam bana onun yanında kızardı. Dayım da benim yanımda Esen'e o kadar çok kızdı ki. (Hanginize daha çok kızılırdı rukiye. Ben Esenden daha otokratik biz ailede yetiştiğim için onun kadar salmazdım kendimi. Bu sebeple Esen'e dayımla yengem daha çok kızardı. Ama babam özellikle bana kaşlarını çattığında -rahmetli babam hep kaşlarını çatardı- ben çok utanırdım. Yerin dibine girerdim o an (kaç saniye sürerdi ruk. 2 veya 3 saniye. Sonra pişman olduğumu unuturdum ve gevezeliğe devam ederdik).. Esen takmazdı çünkü dayımla yengem benim annemle babam kadar yaptırımcı değillerdi. Kızar geçerlerdi Esen'e. Ama bizde her yaramazlığın muhakkak bir yaptırımı olurdu. Neyse konuyu dağıtmayayım.😐)
Yani sizin anlayacağınız biz Esen'le başbaşa kaldığımızda hayata dair hiçbir şeyi sallamıyorduk, tüm samimiyetimle söylüyorum. Esen'e bakınca bile sebepsiz bir şekilde mutlu oluyordum ve gülümseme isteği uyanıyordu içimde. ☺☺
**
Güzel bir yazı oluyor. Devamını da yazim inşallah.
.
.
.
0 comments:
Yorum Gönder